top of page

Korona Günlerinde Elpençe Mahallesi

  • Yazarın fotoğrafı: Selcan Kırnal
    Selcan Kırnal
  • 1 Eki 2023
  • 3 dakikada okunur

Bakkal Nimet, Kuaför Sevcan’ın kapalı olduğu görünce sigarasını hırsla söndürdü. Ellerini, yıllardır giyilmekten bollaşmış yün yeleğinin cebine soktu. Kırmızı yanakları daha da kızardı. ‘’Gör götüm yolları, iç soğuk suları Nimet,’’ diye söylendi. O esnada Kasap İsmet, dükkânının kepenklerini indiriyordu.


-Nimet Abla, dolaşma sokaklarda, koronoo olursun koronooo. Bak ben kapattım tekneyi, sen hala bakkaldaymışsın duyduğuma göre.


-Kapatırsın tabii İsmet, senin sikin taşağına denk! Anandan kalan evlerin kirasını cukkalıyorsun her ay.


İsmet bir kahkaha patlattı.


-Hanımla karantinadayız bugünden sonra ama sen bir şey istersen bir telefonun yeter kırmızı yanaklı Nimet Ablam benim. Mahallenin en has bakkalı be!


-Hadi oradan be, hacımimi sen de. Var benim buzlukta her şeyim.


1.57’lik boyuyla, tüm ihtişamıyla, namıyla yürümeye devam ederken kahvenin önüne geldi. Sefa her zamanki yerine oturmuş sarma tütün tellendiriyor, Rıza yine kivi içip at yarışı oynuyordu. Nimet’i görünce hepsi doğruldu, başıyla selam verdi. Nimet Çaycı Hüseyin’e seslendi.


-Hüso şu bizim Celal’ı çağır içeriden. Görmezlikten geliyor ablasını puştoğlupuşt!


-Hemen abla.


Koronasavar sumaklar bunlar koronasavarrrr!


Nimet Neco’ya da sunturlu bir küfür savurdu. Celal’le aynı boktu ikisi de. Hayalinde kafalarını bir güzel tokuşturdu ve ardına bakmadan yürüdü. Kardeşinin sesini duyunca irkildi, boş bulunmuştu.


Celal söylene söylene geldi. Kâğıt oynuyordu, tam da kazanmaya yaklaşmışken, yapılır mıydı bu be!


-Düş ulan önüme. Bacak bacak üstüne atmış kaç saattir oturuyorsun sandalyede Galata orospuları gibi! Senin neyine ulan kumar!


-Ablam, güzel ablam, valla bu sefer vuruyordum voliyi! Kurtaracam seni bu hayattan, yeğenlerimi de paşalar gibi okutacam, bak gör.


-Çok konuşma da düş önüme. Mal geldi, onları yerleştirmemiz lazım. Korona mı ne haltsa, millet talan etmiş marketleri, bakkala düşerler birkaç güne, yürü hadi yürü!


-Nimet Ablam, ben ağır şeyler kaldıramam ki, fıtığım var benim.


-Başlatma ulan fıtığından! Kaldıramazmış. Sadrazamın sol taşağından düşmüş sanki herif! Yürü lan yürü, hızlı yürü!


Yürüdüler.


*


Nezir’in dükkânı, açılalı beri böyle kalabalık görmemişti. Bacanağı Şarlatan Neco ilk defa dişe dokunur bir şey yapmış, kamyonetiyle mahalleyi dolaşıp sumağın virüsü önlediğini duyurmuştu. ‘’Taçsiz Kral Pele, Bakkenbauer, Kaleci Mayer, Nadya Komanaçi, Bricit Bardo, Fenerbahceli Cemil…" Derken sıra depoda bekleyen çuval çuval sumağa gelmişti. Ellerindeki malı beş katı fazla fiyata satıyorlardı. Mahalleliden söğüşlediklerini yarı yarıya paylaşacaklardı.


Nezir elinde kalan son iki çuvalı dükkânın önüne bıraktı. Sabahtan beri sırada bekleyen mahalleli yetmezmiş gibi bağırmaya devam etti.


-Gel vatandaş gellll, koronasavar sumak burada, okumuş üflenmiş, zemzem suyu ile yedi kere yıkanıp çalkalanmış sumaklar bunlar, gellll!


Neco da yukarı mahallede dolaşıp sumağın faydalarını anlatıyordu. Müşterileri birbirine kırdıracak, en yüksek fiyatı verene sumaktan yüzer gram tartıp vereceklerdi. Elpençe sakinleri virüs yayıldığından beri korkudan evlerinden çıkmamış, alışveriş için çok uzağa gitmemişlerdi. Nezir kaç para isterse istesin vereceklerdi. Pimpirikli Şermin bile maskesini eldivenini kapmış, sıraya girmişti. 80 derece alkol içeren kolonya ile elini ovalayıp duruyordu.


Sıra nihayet ilerlemeye başladı. Nuri yine burnundan soluyordu. Beklemekten sıkılmıştı. Nezir’i hızlı olması için uyardı sonra da bir sigara yaktı. Selami karısının hasta olduğundan dem vuruyor, altı aylık bebeğinin evde kendisini beklediğini söyleyip sıranın başına geçmek için herkesten izin istiyordu. Nuri parladı:


-Biz eşekbaşı mıyız kardeşim, sabahtan beri bekliyoruz. Benim de evde hasta anam var, herkes sırasını bilecek. Yok öğle yağma.


Ayşekadın araya girdi.


-Nuri, çocuğum, bırak öne geçsin Selami. Bak evde bebeği bekliyor. Hadi evladım.


- Tohumuna para mı saydım, banane onun veledinden be ana!


Emekli Albay Sadri Bey araya girdi.


-İstirham ederim Nuri Bey evladım. Uzatmayınız. Biz burada kaldıkça virüsler de aramızda dolaşıyor.


-Kes tatavayı be moruk, hem sen niye çıktın ki dışarıya! 65 yaş üstü evde kalacak demedi mi devlet. İhbar edeyim mi seni ha!


Bir curcunadır başladı.


-Vay terbiyesiz!


-Aa, üstüme iyilik sağlık. Cadaloz karı önüme geçti!


-Canım sakin olun, ayıptır, komşuyuz şurada!


Nezir kalabalığı sakinleştirmek için uğraşırken, Neco bir kamyonet insanla geldi. Onların parası daha boldu. Sumak çuvalını kenara çekip içindekini naylon poşetlere bölüştürmeye başladı.

1 Yorum

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
Misafir
01 Eki 2023
5 üzerinden 5 yıldız

Sen hep yazmalısın...

Beğen
bottom of page